15 Temmuz 2012 Pazar

Serbest Analizler - Sigaranın Dışavurumu


Sigara, kızılderilerden gelen bir tür olgusal çökertmedir. 'Modern sigara'nın temelleri 20. yy başlarında atılmıştır. Öncesi de, sigara kırsal kesimlerin bir tür keyif aracıydı. Televizyonun olmadığı, sosyal hayatın kısıtlı olduğu yerlerdeki kişilerin sararak içmeye başladığı ve bunun bir tür zararı olmadığı artık kesindir. Reklam sektörünün acı gerçekleriyle filizlenen sigara, tütünlükten çıkıp başka bir boyut kazandı. Çok başarılı reklam kampanyaları süregeldi. Sigaranın, tam bir piyasaya dönüşmeye başladığı yıllarda ünlüler afişlere basıldı, doktorlar tavsiye etti, moda bile bunun değiştirildi - Lucy Strike-. Ve zamanla çıkan her marka kendi "tat" unsurunu yarattı. Bu kendilerine özgün tadı yakalamak için değişik kimyasallar kullandılar. Kanserin kaçılmıza olayı metastaz olarak reelde bizleri ölüme sürükledi. Sadece gerçekte bir metastaz değildi bu soyutlama olarak da kişilerin üstüne sıçradı. Ailesel yapı olarak sigara bir "büyüklük" meselesine dönüştü. Toplum öyle bir hal aldı ki; Baudrillard'ın üstünde çok durduğu 'fraktal' yapı en belirgin olarak sigarada çıktı. Reklamcı saçmalıkları kendilerine yer etti, örnek olarak; insanlar sigarayı ölümü yenmek için içiyor gibi safsatalar attılar ortaya halbuki; ölümü yenmek gibi bir olay ya da olgu yoktu ortada sadece ve sadece bir bastırma vardı.

İnsanlık tarihinin başlangıcından beri süregelen aile baskısı; teknolojinin ilerlemesiyle birlikte bir tür dışavurumu oldu sigara.

Fraktal evre kendini toplumun dışavurumuna bıraktı. Örnek olarak: Bir insan güzel şeyler yedikten sonra tuvalete gider ve dışkısını bırakır. İnsanlık tarihide böyleydi, güzel şeyler oluyor, aşk,sevgi belkide intihar gibi. Bunu savaşlarla bırakıyorlardı bir dışkı gibi; fakat 20. yüzyıldan sonra savaşların yerini fraktal yapılar aldı. Simülakr olarak benzeşen hayatlarımız simülasyon olarak bizim dışavurumumuza kaldı. Milyarlarca dal sigara var ve bu kadar içilmesinin nedeni bir paketti ortalama 20 adet olmasıdır. En azından yeni başlayan insanları için bu böyledir, bağımlılıktan önceki evre "çok şeye sahip olma" evresidir ve bu aynı zamanda bir büyüme sendromu olarak benimsetilmiştir. Kavanozun içindeki başkaldırıya ulaşma çabası.
Modern sigarayı evrelersek;
1) çok şeye sahip olma
2) büyüklük isteği
3) boş zamanın olayı (sonraki yıllarda olguya dönüşen bir şey)


Sürekli yenilenen bir şey. Artık insanlar sadece vakit geçiremiyor. Topluca buluşmalar kendini suskun anlara bırakıyor. Sürekli kendini yenilenen konuşmalar yapılıyor. Belkide -sosyal paylaşım ağlarıyla birlikte- sadece 'haberdar etme' isteği kalmıştır içimizde. Toplumun istemediği her şey, yapılana dönüştü. Yapılan bir takım olgular suç sayılmaya başlandı. Dejavulaşan hayatlar oluşmaya başladı. Sigara artık bir kaçış yolu, zaman geçirme olarak kaldı hayatlarda. Reklamcıları zamanında salakça analiz ettikleri, "ölümü yenmek için sigara içilmeli" tezi yerini, boş ( sürekli bir boşluk)  zamanların dumanına bıraktı. 
 Eskiden yapılan her şey ayrı ayrı değerlendirilirken şimdi sadece bir şeyle değerlendiriliyor. Hayat yaptıklarımızın toplamıyken şimdi sadece bir adla ölüyoruz. 
Nominalist yaklaşımlar yok artık. 


Mukadderat çağındayız. Eskiden agnostik bir yapıyla ilerlerdi hayat ( dini açıdan değil, toplumsal açıdan). Toplumda ne olacağı bilinemezdi, şimdi her şey belli. Bir farenin labirentte kalması gibi. elbet bir gün çıkacak oradan ve elimizdeki tek bilgi bu. Fare ya ölü çıkacak ya diri. Köhneleşmiş hayatlarımızın tek agnostik düşüncesidir bu..




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder