Ayrıntı yay. 1998 |
*Dipnotlar ve -Yorumlar
*"Özgür kalan şeyler sonu gelmez biçimde birbirinin yerine geçmeye ve böylece gitgide artan belirsizliğe ve şüphelilik ilkesine mahkumdurlar."
-Özgür kalan şeyler içinde halkı var sayarsak, sosyalizmi referans alarak bakmak mantıklı olacaktır. Kapitalizmdeki vahşi kötülük, sosyalizmle birlikte nereye gidecektir? Özgürlüğü, artık herkesin ağzına dolanmış bir söz olan hapishaneyi taban alarak açıklamak materyalist saçmalığa örnektir. -ki bu maddesel söylemleri "düşünce" olarak etrafa yayarsak tahrip gücü o kadar az olacaktır. Her an bulaşan bir hastalık olan 21. yy artık geri dönülmez bir halde, belirsizliğe gidiyor. Her şey, birbirinin yerine geçirilmiş gibi gözükse de,aslında her şey bizden alınıp boşluğa ve sahte özgürlüğe gidiyor..
*"Artık hiçbir şey (Tanrı bile) sona ererek ya da ölümle yok olmuyor, doygunluk ve şeffaflık yoluyla, bitkinlik ve kökü kazınma yoluyla, simülasyon salgını ve ikincil varoluş olan simülasyona aktarılma yoluyla yok oluyor her şey. Artık ölümcül bir yok olma biçimi değil, fraktal bir dağılma biçimi vardır."
-Bu söz belkide, 20. ve 21. yy özeti gibidir. Sona eren bir şey yok. Herkes Foucault'nun hapishanesine girdi bile ve oradan kurtuluş ne yazık ki; yok! Bir simülasyonda mı yaşıyoruz sorusu artık yaşıyor muyuz sorusuna dönüştü. Makine gibi çalışıp, köpekleri gibi ölüyoruz. Cenaze törenleri artık acı gelmiyor.
*"İyi, artık kötünün karşıtı değildir. Hiçbir şey apsisler ve ordinatlar halinde düzenlenemez artık. "
-Artık kötünün kelime olarak da içindeki değerler olarak da eskisi gibi olmadı açıktır. Artık dinsiz olmak bir kötülük gibi algılanmıyor. Şeytan artık sadece deyimler ve atasözlerinde saklı. Kötülük, artık Kant'ın niyet düzeninden de çıktı artık. Düşünmek ve pasif halde zarar isteme birer suç sayılır oldu. Suç ve kötülük artık aynı ipte gösteriliyor. İnternet ağları, televizyon kanalları hepsi artık birer yaratıcı gücü bulunan tanrılar oluverdi. Biz onları kutsallaştırdık. Sıkılan canımızı, böyle fraktal bir yapıya bıraktık. Savaşın ertesi bize televizyon ve interneti getirdi..
*"Vaktiyle beden ruhun metaforuydu, ardından cinselliğin oldu, bugün artık hiçbir şeyin değil; beden metastaz yeridir. "
-Ruh>Cinsellik>Metastaz ( Kanserli hücrenin vücut da yayılması)
Bedeni ruhla açıklamaya çalışırken, cinsel dürtüler geri planda kötü olarak bize nakledildi. Sanayi devriminde temelli atılan bu süreç 19 yy sonlarında hızlanmaya başladı ve I. Dünya Savaşıyla o kadar çok hızlandı ki; cinsellik artık bir haz değil, elbise oluverdi. Bilinçaltına giden bütün yollar reklamcılığın pornolarıyla doldu taştı!
*"Her şey arzu nesnesidir."
-Yorum yok!
*"Politika gösteri içinde, cinsellik reklamcılık ve pornoda, her türlü etkinlik kültürü olarak adlandırılan şeyin içinde estetik kazanıyor."
- Bu yolla her şey trans bir hal aldı. Herkes bir sanatçı gibi anlama ve üretme çabası içinde kayboldu. Kaybolmayanlar ise sessizlik yemini etmiş gibi köşelerine çekildi.
*TRANS-ESTETİK
*TRANS-SEKSÜEL > oluşan bu 3 yapı artık eskiye değil, geleceğe yönelik bir umutsuzluğun
*TRANS- EKONOMİK başladığını bildiriyor.
*"Varım, buradayım değil; görülüyorum, bir imajım; bak bana! Narsisizm bile değil bu; sığ bir dışadönüklük, herkesin kendi görünüşünün menajeri haline geldiği bir reklamcı saflığı."
-Zannımca, bu söz milenyum çağındaki çocukların olgunlaşmasıyla tavan yapacaktır. Her taraf böyle düşünen insanlarla doldu-taştı..Özellikle 2008 Facebook, 2009 sonlarına doğru twitter ile insanlar bir simülasyon ağının geri dönülemez temelini attılar. Ben Varım. Çünkü arkadaşım fazla!
"İnsan mıyım, makine mi? Bu antropolojik sorunun yanıtı yok artık."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder