8 Kasım 2012 Perşembe

Nicholas Kalmakoff


Nicholas Kalmakoff (1873-1955)

Nicholas Kalmakoff dini mitleri kendi bellek gücüyle açıklar. Kadınların gizli saldırısını ve onları masum gösteren zamanları iyi betimler. Çıplaklık, beden gücüyle besleniyorsa neden cennetteki huriler giyiniktir sorusu bence tam ona göredir.



      Kadınların erkekler üzerindeki egemen baskısını anlatan bu resim, dinide harmanlayarak daha iyi anlatır. Tiksinerek çürümüş erkek suratına bakan kadın üstündeki şeyi pençeleyerek kaldırır. Erkek suratının böyle resmedilmesinin ana nedeni kadının onun ruhunun çürümüş olduğunu düşünmesi olabilir. Modern bir açıklama getirirsek, siyahi olan yüz ezilmişleri temsil ettiği için kadın ondanda tiksinmiş olabilir. Ezilmiş bir erkeğe bakan kadın suratı kendisinde vardır çünkü. Çok ince bir ayrıntı olarak kadının kollarının 'kara panter'in kolları olmasıdır. Dini harmanlamak burada devreye girer çünkü Hristiyanlık alemi belirli imgelerinden biri olan kara panter Hz. İsa'yı imgelemek için kullanır. Dini bir imgenin kadının kollarını temsil etmesi hiç şaşırtıcı değil. Kadınların bi nevi intikamını da anlatan bu resim onu bir yerde de haklı kılar.

     Resmin belkide en kilit noktalarından biri arka fon renkleridir. Erkek yüzünün arkasında güneş vardır fakat kadınınkinde yoktur bunun nedeni kadın kendini güneş olarak görmek istediğindendir. Erkek-kadın çekişmesinin en alt katmanıdır da bu aynı zamanda. Erkek bir güç arayarak, kadın ise gücü kendinde bularak yaşar. Erkeklerin düşünme konusunda bu kadar çok ön planda olmasının nedenlerinin de temelinde bu yatar.

    Kadının bedeni rengarenktir. Kanatları çoktur ve cafcaflıdır. Saçları, eriyen bir beyni andırır. Renkli ve şekilli. Erkeğin yüzünü örten şey ise beyni andırır. Kadın onun beyninin arkasında olup biteni görünce mi tiksinir yoksa erkeği bu hale getiren o mudur bilinmez.

     Dinleri vücudunda harmanlayan kadın, kara panterle hristıyanlığı, Şahmeranı andırması ve yeşil tonun ağırlığıyla islamiyeti temsil eder. Hatta ve hatta tavus kuşuna benzerliğiyle Melek-i Tavus'luğuyla Yezidiliği andırır. Göğüsleri körpe ve dinçtir. Kadınların en önem verdiği organların başında gelir göğüsleri çünkü ilk etapta onu sergiler ve öteki kadınlardan en önemli farkı göğüsleridir.

       Bir bakıma da resim Ortaçağdaki Ursulacılığı da temsil eder. Ursula 11.000 bakireyle avrupayı dolaşan bir rahibedir. Bakireliği savunur ve Köln'de şehit edilir. Onun bakış açısıyla da açıklanabilecek bir resim olduğundan  Kalmakoff'un imge zenginliğine hayret edebiliriz.


Yılan bütün öğretilerde kötülük olarak imgelenir. Dini öğretilerin yanında bazı efsanelerde de karşımıza çıkar. Örnek olarak Lokman Hekim'i verebiliriz. Ölümsüzlüğün ilacını bulan Lokman Hekim, su içmek için bir dereye yanaşır, yılanı görüp korkar ve formül suya düşer. Sudan çıkardığı formülde ise sadece iki kelime yazar: Soğan ve Sarımsak. Bunun bir çeşit versiyonu da Gılgameş'te görülür. İnsanlık Tarihinin ilk destanı olan Gılgameş ölümsüzlüğü aramaya gittiğinde ve onun yerine ömrünü uzatan bir ilaçla evine döndüğü zaman  ilacı talihiz bir şekilde yılan yer. Yılan imgesinin kaybettiği çok zor görülür. Bunun içindir ki resimde secdeye yatılır ona. Tek bir kişi olarak değil nesiller boyu bir diz çökme mevcuttur. Bunu secdeye yattığı anda güneşin arkadan parıldamasından anlayabiliriz. İki ağaç arasında olmaları ise ironiktir. Doğanın içinde her şey olur mesajı veriliyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder