25 Aralık 2013 Çarşamba

Alfredo Castaсeda

Alfredo Castaсeda (1923-1981)

Castaceda'nın imgesindeki sakallı yaşlı adam insanlığın anlayış düzeyinin son demlerini haber verir. Ataerkil geçmişin, dinle, kadınla, şansla bağlatılarını sunar bize. 


Resimde açık bir şekilde; Hz. İbrahim'in, oğlu İsmail'i kurban etmek istemesi görülür.  Dizlerinin üstüne çökmüştür Hz. İbrahim. Sağ elinde bıçak sol elinde İsmail vardır. İbrahim'in gençliğidir aynı zamanda İsmail. Onu kurban etmek istemesinin ana nedeni rüya değildir. Yaşının ilerlemesinden dolayı girdiği bir tür gençlikle anlaşamamazlık psikolojine girmiştir. İlk baba-oğul ayrılığı buna dayanıyor diyebiliriz. Görülen rüya, bilinçaltının yansımasından bir şey değildir. Aslında İsmail'i kurban etmesi, onu daha iyi yapmayacaktır. İçinde bulunduğu karmaşık durumu sağ ve sol taraflarında görebiliriz. Bıçak sağdır ama sol yanı istediği için bunu yapacaktır. Sol kalbi, sağ beyni temsil ettiği için ters bir durum vardır. Bu ters durum ise İsmail'in onun gençliği olduğu ihtimalini kuvvetlendiriyor. İbrahim aynı kendini kurban etmek istiyor aynı zamanda. 

Kurban olarak gelen koç, ataerkil yapının zayıflayacağına işarettir. Çünkü koç erkektir. İbrahim, oğlunu kesmeyerek ataerkil toplumu tamamen sekteye uğratmış diyebiliriz. Doğada zayıflığa yer yoktur. Oğlunu kesmeyecek ise birşey kesmek zorundadır o. Vicdanının, bedelini ise koç öder. Koç, erkekliğini gösteremez ve ölür. İbrahim, ise burada iki şeyi mükemmel dengelemiştir. 
1) Oğlunu kesmeyerek, erkekliğinden ödün vermiştir. 
2) Koç'u seçerek 'zayıf'' erkekliğin ölmesini istemiştir. 
Madem ataerkil yapı bozulacak, bari güçlü erkekler bunun meyvesini yesin. 

Castaсeda'da bunu anlamış ki koçu altta ayrı eklemiştir. Aslında koçun ayrı eklenmesinin başka bir nedeni daha vardır, İbrahim'in bilinçaltında yatan ve belirsiz olan düşünceleri koçla birlikte yüzeye çıkıyor. Rüyasın'da oğlunu öldüren İbrahim, bunu gerçekliğe dökerken nasıl bir psikoloji içindedir? Bunun en ince ayrıntısı, koçun kurban edildikten sonra yenmesidir. Neden kurbanlık olan koç yenmiştir asıl bu soru sorulmalıdır. Belirsiz bir nekrofili rüyasını mı görmüştür İbrahim? İnsanın insanı yediği bir geleneğe son verdiği açıktır. 

Alttan gelen koç ile İbrahim ve oğlu ağacı da imgeler. Kökleri koç olan bu ağacın gövdesi İbrahim, dalları ise bıçak ve İsmail'dir. Paradoks bir şekilde kökü keser ve kök tekrar dolmaya başlar. 

Ayrıntılardan biride İbrahim'in arkasında bulunan manzara ve bu manzarayı çevreleyen yarım dairedir. Sadece yarım daireye baktığımızda resimde İbrahim, bıçak ve İsmail'in başı görünür. İşte İsmail'i kesseydi İbrahim bu tam daire olacaktı. Tam daire ise tamamen doğayla birliktir. Dairenin altında renk değişir işler daha karmaşık bir hale gelir. Özgürlük mavisinden çöl rengine gelen renk, koçta kırmızı bir hal alır. 

Başka bir yönden bakarsak, İbrahim'in elinde tuttuğu baş kendi gençliğidir. İbrahim kıyamaz gençliğine ve başka bir yöntem dener. Koç bunu doldurabilecek bir hayvandır. Erkektir, pandır ve ölmeye hazırdır. Pan'ın ilk yenilgisi İbrahim'le başlar. 

Kan her türlü akacaktır. İbrahim'in diz çöktüğü yer kırmızı, koçun her tarafı kırmızı... Kanı başka yöne çekmek belkide en cazip olanıdır. Sorun şu ki ne oldu da kurbanlık olan koç yetersiz kaldı? Başka kurbanlık hayvanlar olaya dahil edildi. İnsanın içindeki kan dürtüsü genişletmiştir.  

Castaсeda'nın imzası bıçak yönündedir. Burada İbrahim'le aynı fikirde olmadığı açıktır. Rüya'nın etkisini kaybetmesi koçun kurban edilmesiyle başlar. Sağ tarafta kalan bıçak her türlü kan istemiş ki, bir kurban ortaya çıkmış..

Bana kalırsa asıl Hz. İbrahim'in rüyası budur. 
Çerçevenin genişlen süslemeleri bunu yayılacağını söyler. Sol tarafındaki kan İsmail içindir ama koç bunun yerini almıştır. 

2 Aralık 2013 Pazartesi

Pierre Roy

Pierre Roy (1880- 1950)

Roy'un imge dünyasında yumurta, yılan, tren, şarap ve oyun odaları imgesi ağırlık basar.



Günah işlemenin ve sonrasındaki vaziyeti görürüz bu resimde. İkiye ayrılmış ama yek bir vücut olan kişilik. Sol taraf günlük hayatının görünen tarafı sağ taraf ise iç -hissedilen- tarafıdır.

Gökyüzü solda mavi tonlarında özgürlüğü haber verir ama o öyle basit bir özgürlük değildir. Kırmızı şarap kısmı daha koyu beyaz şarap kısmı daha açıktır. Buradaki kırmızı şarap gün içindeki iç konuşmadır. Beyaz ise dış konuşma.
Beyaz şarabın yanında sağlıklı bir yumurta vardır. O ahlak anlayışını temsil eder. Beyaz şarabın yanında bir yılan görülür. O ise yumurtanın asıl nedenidir. İnsanı cennetten kovduran yılan  yumurtanın bekçiliğini yapar. Bu yumurta onunda olabilir olmayabilir de, artık bir anlamı yoktur yılan için. Günlük ilişkilerde ahlak her zaman olmak zorunda olduğu için, yılan sadece onu takip eder.

Şatonun arkasında kalan kırmızı şarap ise aslında günlük hayatın arkasında söylemediğimiz/söyleyemediğimiz şeylerdir.
İki şarap kadehinin bardakları değişiktir. Beyaz şarap daha fazla şarap alacak şekilde gösterilmiştir ve sadedir. Sade insanlar her zaman iyi ilişkiler kurar. Kırmızı şarabın kadehi ise daha gösterişlidir, tıpkı ego gibi.
Gölge sol resimde sağdan vurur, sağ resimde ise tepeden. Sağ mantıklı hareketin imgesidir. Sol ise kalbin. Sağdan vurdan gölge kırmızı şarabın gölgesini belirginleştiriyor. Söyleyemediklerimiz arttıkça o gölgenin belirginliği artıyor. Sağ resimde ise yukarıdan vuruyor ışık-yani göz. Çünkü Sağ taraf bilinçaltıdır ve bilinç altına sadece tepeden bakabiliriz onun altını görmek imkansızdır.
Gölge ilginç bir biçimde sol resimdeki şatonun altında da görünür. Yani günlük hayatta içimize attıklarımız.  Bu gölge bir süre sonra kırmızı şarabın gölgesine geçer. Oradan da sağ resme..
Gölgelerle ilgili bir ayrıntı da sol yukarıdadır. O gölge daha çok hayata değişik açılardan bakanlara aittir. Düşündüğü şeyleri, her yönden bakabilen insanlara.

Sol tarafta uzakta bir şato daha görünür. O ise aslında sağ resmin bir yansımasıdır. Günlük hayatta otomatik olarak çıkan bilinçaltının yansıması. Onu biz yalnız ve uzak olarak görürüz ama sağ resme baktığımızda hiçte öyle olmadığını görürüz.

Sağ resme gelirsek; 7 tane çürümüş yumurta sarar etrafını şatonun.  Ve şatonun arkasını görürüz. en dip yani.. 7 günahın temsili orada çürümeye bırakılmıştır. O günahlar gün yüzüne çıkmak ister. Sadece içlerinden bir yumurtanın zorla orada kaldığını görürüz. O yumurta ise ortadakidir. Şatonun altından onu tutan bir parça çıkar sanki ve Onun gölgesi aşağıya yansır. O yumurta kuşkusuz öfkedir. Çünkü 7 günahın içinden en enerji potansiyeline sahip günah odur. Cinnet anında o yumurta düşer. Öfke, her zaman ortadadır.

Sağ taraftaki kırmızı şarap kadehi, diğerlerinden farklıdır. Üçgen formundadır. Üç her zaman kutsaldır. Baba-oğul-kutsal ruh, elif-lam-mim, ben-sen-o... Şarap kadehi yarı yarıya doludur. Ama şarap daha çok gibi görünür bunun nedeni şeklidir.

Sağ resmin sol yukarında bir şey asılıdır. Bu sol resimde görülen yılanın derisidir. Derisini bilinçaltında değiştiren yılan burada unutulmamayı sağlar. Varlığını belli eder ama kendi yoktur. İnsanların yılanla ilişkisine göre o deri resimde yer değiştirir.

Sağ resmin yukarısında ise gölge hakimdir. bilinçaltına bakılmasının imkansızlığını gösterir.Çünkü ışığın nerden geldiği hiç belli değildir burada. Arka fondaki renkler uzayı anımsatır. Boşluğun uzaklardaki rengini..